15 Aralık 2011 Perşembe

                                                                     
Cok severim dislerimi
Temizlerim hepsini
Herkese tavsiyem 
Curutmeden yikayin emi...

GEBELIKTE BESLENME



BESİN
MİKTARI
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ
2 Su Bardağı süt veya yoğurt 1 porsiyon peynir (2 dilim) veya 2 yemek kaşığı çökelek
ET, YUMURTA, KURUBAKLAGİLLER
1 Yumurta 
1 porsiyon et, balık, tavuk, hindi (60-90gm.)
 
1 porsiyon kurubaklagil yemeği (120gm)
TAZE SEBZE VE MEYVELER
2 Porsiyon pişmiş taze sebze 
3 porsiyon çiğ taze sebze
 
2-3 adet orta boy meyve veya taze meyve suyu
TAHILLAR
6-8 İnce dilim ekmek 
1 porsiyon pilav veya makarna
 
1 porsiyon çorba
YAĞLAR
3-4 Silme yemek kaşığı sıvı yağ
ŞEKERLER
1-2 Tatlı kaşığı bal, reçel veya pekmez
BESİN
MİKTARI
SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ
2 Su Bardağı süt veya yoğurt 1 porsiyon peynir (2 dilim) veya 2 yemek kaşığı çökelek
ET, YUMURTA, KURUBAKLAGİLLER
1 Yumurta 
1 porsiyon et, balık, tavuk, hindi (60-90gm.)
 
1 porsiyon kurubaklagil yemeği (120gm)
TAZE SEBZE VE MEYVELER
2 Porsiyon pişmiş taze sebze 
3 porsiyon çiğ taze sebze
 
2-3 adet orta boy meyve veya taze meyve suyu
TAHILLAR
6-8 İnce dilim ekmek 
1 porsiyon pilav veya makarna
 
1 porsiyon çorba
YAĞLAR
3-4 Silme yemek kaşığı sıvı yağ
ŞEKERLER
1-2 Tatlı kaşığı bal, reçel veya pekmez

ORNEK MENU:

SABAH:
 
1 bardak süt, 
1 yumurta, 
1 dilim peynir, 
1 dilim ekmek, 
1 domates, 1 salatalık, maydanoz, yeşil biber, dereotu v.b 

ARA ÖĞÜN:
 
1 meyve,
1 bardak ayran,
1 ince dilim ekmek 

ÖĞLE:
 
1 Porsiyon etli kurubaklagil yemeği 
1 porsiyon pilav veya makarna 
1 bardak ayran 
1 porsiyon salata,
1 orta dilim ekmek,
1 adet meyve 

ARA ÖĞÜN:
 
1 dilim ekmek,
1 dilim peynir,
domates ve salatalık,
1meyve 

AKŞAM:
 
1 porsiyon et, balık, tavuk (sebzeli) 
1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği 
1 bardak ayran, 
1 porsiyon salata , 1orta dilim ekmek 

GECE:
 
1 su bardağı süt veya 1 porsiyon sütlü tatlı
1 porsiyon meyve 
Kahvaltıda veya ara öğünlerde 5 zeytin, 1 tatlı kaşığı bal, pekmez, reçel tüketilebilir. 1 porsiyon meyve, 1orta boy elma, portakal veya küçük bir salkım üzüm, ince bir dilim karpuz veya kavun, yarım muz veya greyfurt olabilir. 

GELISIM ALANLARI SAYFA 87

Psikomotor Gelisim Oyunum:
KAPLUMBAĞA YARIŞI
Yaş Grubu: 3-6

Hedef: Bedensel koordinasyonu gerektiren hareketleri yapabilme
Kazanılması Gereken Davranışlar: Sözel yönergelere uygun olarak yürüme (yavaş, hızlı, taklit yürüyüşü vb)
Uygulama: Öğretmen, çocuklardan yarışa katılmak isteyenleri aynı hizada yerleştirir Çocuklar yere çömelerek ellerini yere koyarlar “Başla” komutu verilince çocuklar, çok yavaş şekilde emekleyerek belirlenen hedefe doğru ilerler Hedefe en son ulaşan çocuk, yarışı kazanmış kabul edilir Unutup hılı giden, ayağa kalkan ya da duran ocuk oyundan çıkarılır
Annenin Yeterli Beslenmemesinin Nedenleri:
Besin ogelerinin yetersiz ve cesitsiz alinmasi
Aile ekonomisinin dusuk olmasi
Egitim oraninin dusuk olmasi
Doktora danismadan menu hazirlamak
Saglik kosullarinin yetersizligi

COCUK RUH SAGLIGI SAYFA 22

COCUKLARI TANIMANIN ONEMI:
Çocuğu tanımak; çocuğun ruh ve beden gelişmesini doğru olarak tespit etmek, ona göre gerekli olan eğitimi yapabilmek için şarttır. Çocuğun gelişimini incelemek için gerekli bir çok yönden faydalıdır. Her şeyden önce çeşitli gelişim basamaklarında ortaya çıkan ruhî ve bedeni kabiliyetler görülmüş olur. Her çocuktaki ferdi farklılıklar görülür, ona göre bir mesleğe ve işi yöneltmek imkanı bulunur. Çocuğun gelişim derecesine göre, eğitim ve öğretim konuları, seviyesi ve süresi tespit edilebilir. 2-3 yaşlarında bir çocuğa okuma-yazma öğretmeye çalışmak boşuna bir çaba olacaktır. Çünkü belli bir olgunluk seviyesine gelmeden çocuğun belli becerileri kazanması beklenemez. Yine 5-6 aylık bebeğe konuşma öğretilemez. Çocuğun kabiliyetinin gelişmesi için beyin belli bir olgunluk seviyesine ulaşması şarttır. Ancak bu olgunluk seviyesine ulaştıktan sonra yapılan eğitim tesirli olmaya başlar. İlgi, uyarılma ve destekle çocuğun konuşma kabiliyeti hızla gelişir. Eğer çocuk bu devrede ilgi ve uyarılmadan yoksun kalırsa kabiliyeti körelir. Çocuğun konuşması gecikebilir, geç kalarak konuşmaya başlar. Çocuğun gelişmesi dikkate alınarak gerekli eğitim yapılırsa başarıla sonuçlar alınır. Erken yahut geç yapılacak bir eğitimden istenilen sonuç alınamaz .
Çocuğun gelişim dönemlerinin incelenmesi ruh sağlığı bakımından da önemlidir. Dönemlerin ortak ruhsal özelliklerinin bilinmesi ruhsal gelişimin yolunda gidip gitmediğini anlamaya yardım eder. Sağlıklı gelişim bilinirse kişilik geliştirmedeki sapmaların gözlemlenmesini kolaylaştırır. Erişkin ruh hastaları, çocukluktaki doyumsuzlukların, örseleyici yaşantıların ve saplantıların derin izlerini taşırlar. Çocukluk yaşantılarının bilinmesi ferdin ruhsal uyumsuzlukların ve sorunların aydınlatılması bakımından önemlidir. 
Her çocuğun kendine özgü bir gelişme hızı vardır. Gelişme dönemlerini birbirinden kesin sınırlarla ayırmak mümkün değildir. Bir önceki dönemin özellikleri, belli bir süre, sonraki dönemlerde de görülür. Bu dönemdeki olumsuz gelişme ya da sapmalar bir sonraki dönemin normal gelişmesini bozabilir

Cocuklari Tanima ve Degerlendirmede Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:

-Tanıma ve değerlendirme çalışmaları kesinlikle çocuğun yapamadıkları üzerinde
yoğunlaştırılmamalıdır. Çocuğun kendisiyle ilgili olumlu benlik algısı
güçlendirilmelidir. Çocukların bildikleri kadar merak ettiği konularda dikkate
alınmalıdır. Çocukların meraklarını gidermek için sordukları sorulara önem
verilmelidir. Çocukları tanımak demek, çocukların neleri öğrenmek istediklerini de
ortaya çıkarabilmek demektir.
 -Çocuklar ne yaptıkları kadar nasıl ve neden yaptıklarını da düşünmelidirler. Çocuk
yaptığı eylemlerin nedenini düşünmeden yaptığında, ezberci bir yapıya sahip
olabilir. Çocuklarla öğrenme sürecinde, duygu ve düşünceleri ile ilgili konuşmalı,
yaptıklarının amaçları hakkında paylaşımlar yapılmalıdır.
 -Çocuklar aynı yaşta olsalar da birbirleri arasında farklılıklar olabileceği
unutulmamalıdır. Bu nedenle çocuk merkezli çoklu değerlendirme, yöntem ve
araçlarının kullanılması gerekmektedir.
 -Çocukları tanıma ve değerlendirme çalışmaları eğitim programlarının bir parçasıdır.
Eğitim ortamındaki her durum çocuk hakkında bir veri olarak dikkatle değerlendirilmelidir.
 Çocukları tanıma ve değerlendirmede aileleri ve yaşadıkları çevre koşulları da
dikkate da dikkate alınmalıdır.
 -Çalışmalar düzenli ve sürekli olarak yapılmalıdır.
 -Etik davranmalı, elde edilen bilgiler sadece eğitim amaçlı kullanılmalıdır.

GELISIM ALANLARI SAYFA 68

                                                             PSIKOMOTOR GELISIM
Tanimi ve Onemi:

 Çocuk organizmasını, yetişkinden ayıran en önemli özellik, sürekli büyüme, gelişme ve değişme süreci içinde olmasıdır. Bu değişim süreci içerisinde çocu­ğun gelişimi, görünür ve görünmez büyümeyi içerir. Görünür büyüme, bedenin boyutlarında, biçiminde ve oranındaki değişmedir. Görünmez büyüme ise iç or­ganlarda meydana gelen değişmedir. İşte bu görünür gelişimlerden bir tanesi mo­tor gelişimdir.Motor kelimesi tek başına "hareket" anlamına gelir. Yetişkinler gibi çocuğun da hareket etmeye ihtiyacı vardır. Çocuk doğduğu günden itibaren bu ihtiyacını gidermek için, yattığı yerden başını kaldırma, göğsünü kaldırma, ellerini, kolla­rını, bacaklarını hareket ettirme, dönme, emekleme gibi davranışları kazanır. Dü­şünülmeden, bağımsız olarak yapılan bu ilk hareketler daha sonra vücut hareket­lerine, zamanla dış uyarıcıların kontrolü ile çeşitli motor etkinliklere dönüşür. Bireyin eklem, kas ve ses tellerini amaçlı olarak kullanmasına motor hareketler denir. Çocukların motor davranışlarının gelişimi refleksler, duruşa ait hareketler, yürüme, koşma, atlama gibi beceriler şeklinde olmaktadır. Motor gelişim, fiziksel büyüme ve gelişme ile birlikte beyin - omurilik geli­şimi sonucu organizmanın isteme bağlı olarak hareketlilik kazanmasıdır. Kilo ar­tışı, boy uzaması ve kas gelişimine, diğer bir deyişle fiziksel gelişime paralel ola­rak hareket ve becerilerin kazanılmasında sinir sistemi ve kasların gelişimi önemli bir yer tutar. Bu becerilerin kazanılması doğum öncesi dönemde başlar ve ömür boyu devam eder.Tüm çocukların motor gelişiminde üç genel kuraldan söz edilebilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir: ·         Gelişim baştan ayağa doğru olup, önce baş, sonra omuzlar ve kollar ve niha­yet bacaklar ve ayaklar gelişir.·         Hareketler merkezden dışa doğru gelişir. Beden ve omuz hareketleri bağım­sız kol hareketlerinden, el hareketleri parmak hareketlerinden önce gelir.·         Motor gelişim belirgin bir sıra izler. Çocuk önce durur, emekler, yürür, daha sonra koşar ve oturur.Çocuğun motor gelişimini bilmek onun eğitiminde de önemlidir. Bu durum motor gelişimde önemli olan olgunlaşma ve öğrenme ile açıklanabilir. Çocuğun yeni bir şey öğrenmesi için yeterli olgunlukta olması gerekir. Bu noktada çocu­ğun eğitiminde de motor gelişim göz ardı edilemez.

Psikomotor Yetenekler:

Dikkat:  Dikkat, kelime anlamı ile ‘duygularla düşünceyi, bir olay ve bir nesne üzerinde
toplama’ olarak tanımlanır.
Çocuk; çoğunlukla ilk yıllardan itibaren çevresini tanıma, keşfetme duygusu içindedir.
Çevresinde gördüğü, dokunduğu hissettiği her şeyi algılar. Bebek, önceleri tanıdık kişi ya da
eşyayı gözü ile takip eder; sese tepki verir. Annesini tanır, dikkatle izler. Annesi yanından
ayrılınca ağlar. Sonraları objeyi eli ile tutar, duyu organları ile tanır, algılar ve tanımlar. 9.
aydan itibaren ise nesneye dikkatini yoğunlaştırabilir. Hızla çevreyi keşfetme isteği dikkatini
kısaltsa da bu dikkat eksikliği, farklı ilgi alanlarına yönelmesi ile toparlanacak dikkat
yoğunluğunu sağlayacaktır. 2-3 yaşlarında, duran topa tekme atabilir. 3-4 yaşlarda 3
tekerlekli bisiklete binebilir, makasla kesebilir. 4-5 yaşlarda düz çizgi üzerinde yürüyebilir, 6
yaşına geldiğinde ise topa sopa ile vurabilecek ve tek ayak üzerinde 10 saniye durabilecek
dikkat olgunluğuna erişecektir. Ayrıca erken çocukluk döneminde,“okuma yazmaya hazırlık
çalışmaları” gibi etkinlikler küçük kas motor gelişiminde kullanacağı birçok psikomotor
öğrenme, bir olayın veya işin devamlı ve yoğun bir şekilde dikkatli olarak izlenmesini gerektirir

Kuvvet  Bütün psikomotor davranışların öğrenilmesi bir kuvvet gerektirir. Koşma, atlama,
tırmanma, yürüme hatta bir parmağın kıpırdatılması bile kuvvet ister. Bütün vücudun genel
bir kuvvetinin olması gerektiği gibi; gövdenin kol ve bacakların elin ve parmakların
öğrenilecek psikomotor davranışları yapabilecek kuvvete sahip olması gerekir. Kuvvet; bir
direnci yenebilme, karşı koyabilme becerisi olarak da tanımlanabilir. Motor davranışlarda
kas ve sinir sisteminin gelişmesi önemli bir yer tutar. Kemiklerde ve iç organlardaki büyüme
doğrultusunda kaslar, merkezi sinir sisteminin direktifleri ile istenilen davranışı yapar.
Çocuklarda kas kuvvetinin yoğunlaşması yaşa, cinsiyete, olgunlaşma düzeyine, daha önceki
fiziksel etkinlik aşamalarına ve bedensel ölçulere baglidir.
 yeterli koordinasyonun gelişimi, bedensel olgunluğa ve alıştırmalara bağlıdır. Organlar
arasıdaki eş güdümün artması, bedensel olgunluk arttıkça ve etkinlikle ilgili alıştırmalar
çoğaldıkça sağlanacaktır. Örneğin 5-6 yaşlarında yapılan ve basit bir etkinlik gibi gözlenen
sanatsal etkinliklerde gözün, parmakların, elin, bileğin ve gövdenin eş güdüm içerisinde calismasi organlar arasindaki koordinasyonun arrigini gosterir.

Esneklik:  Vücudun gerektiği zaman öne, yana, geriye ve istenen yönlere eğilmesi; yani esnek
olması gereklidir. Gövdenin, bacakların yeterli esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda
psikomotor davranışları öğrenmek mümkün değildir. Özellikle ilk çocukluk döneminde
kemikler kıkırdaksı yapıda olduklarından vücut daha da esnektir. Kemikler geliştikçe vücut
esnekliği azalır. Esneklik 5-8 yaşlarda sabit kalır. Özellikle 12-13 yaşlarda doruk noktaya
ulaşır. Cinsiyet esneklikte önemlidir. Kız çocuklar, erkek çocuklara oranla daha esnektir.


Denge:  Denge, belli bir yerde bir hareketi veya pozisyonu sürdürme durumunu devam ettirme
olarak tanımlanabilir. İlk önemli denge biçimleri, oturma ve ayakta durabilmedir.
Çocuklarda motor becerilerde denge, daima önemli bir güdü olacaktır. Vücut kısımlarını,
vücudun ağırlık merkezine göre etkili olarak kullanmayı öğrenecektir. Denge; yürüme,
koşma ve atlama becerilerinin kazanılmasında da çok önemli bir faktördür.
Çocuk ileriki yıllarda dengesinin gelişimi ile iki tekerlekli araçların, tekerlekli patenin
kullanılması gibi pek çok aktiviteye katılabilecektir. Yapılan araştırmalara göre çocuk iki
yaşından önce denge becerisi kazanamamaktadır. Üç yaş civarında tek ayağının üzerinde
3-4 saniye durabilmekte, dört yaşından sonra ise dairesel bir çizgisinin uzerinde yurume becerisini kazanir.

Tepki Hizi:  Harekete hazır olma’ şeklinde ifade edilebilecek olan tepki hızı için vücudun,
dışarıdan aldığı uyarıcılara karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir; Yani vücudun
etkilere karşı tepki göstermeye hazır olması gereklidir, bir etki-tepki sürecidir. Etki ile bu
etkiye yapılan tepkinin arasında geçen zaman, reaksiyon zamanıdır. Reaksiyon zamanı ne
kadar kısa olursa psikomotor öğrenme de o kadar hızlı olur. Psikomotor öğrenmede genel
olarak bütün vücudun tepkiye hazır olması gereklidir. Özellikle kolların, bacakların ve elin
tepki yapabilecek olgunluğa ulaşması gerekir.
Psikomotor davranışların, kendine özgü bir yapılış hızı vardır. Bir davranışın
gerektiğinden az hızda veya çok hızda yapılması hâlinde organizma tehlikeye girebilir.
Örneğin bir makinenin çalışmasını öğrenecek bir öğrencinin gereken hızda hareket
edememesi onun kolunun veya hayatının tehlikeye girmesine sebep olabilir. Psikomotor ogrenmede kolun ve parmaklarin gerekli hizi ogrenmesi cok onemlidir.

Es Gudum (Koordinasyon):  Eş güdüm (koordinasyon), belli bir amaca ulaşmak için; bilinçli motor hareketlerin
devamlılığı, ahenkli ve uyumlu çalışması olarak tanımlanabilir.
Psikomotor öğrenmenin pek çoğu birden fazla organların çalışmasını gerektirir. En
yalın bir davranışta bile göz, el, kol veya ayak, gövde ile ayağın veya iki elin bir düzen
içinde çalışması oldukça zordur. Öğrenilecek davranışları yapacak organları arasında yeterli
koordinasyonu kuramıyorsa çocuk, o davranışı öğrenemez. Bu nedenle organlar arasındaki
yeterli koordinasyonun gelişimi, bedensel olgunluğa ve alıştırmalara bağlıdır. Organlaryeterli koordinasyonun gelişimi, bedensel olgunluğa ve alıştırmalara bağlıdır. Organlar
arasıdaki eş güdümün artması, bedensel olgunluk arttıkça ve etkinlikle ilgili alıştırmalar
çoğaldıkça sağlanacaktır. Örneğin 5-6 yaşlarında yapılan ve basit bir etkinlik gibi gözlenen
sanatsal etkinliklerde gözün, parmakların, elin, bileğin ve gövdenin eş güdüm içerisinde calismasi organlar arasindaki koordinasyonun arrigini gosterir.

Esneklik:  Vücudun gerektiği zaman öne, yana, geriye ve istenen yönlere eğilmesi; yani esnek
olması gereklidir. Gövdenin, bacakların yeterli esnekliğe sahip olmadığı zamanlarda
psikomotor davranışları öğrenmek mümkün değildir. Özellikle ilk çocukluk döneminde
kemikler kıkırdaksı yapıda olduklarından vücut daha da esnektir. Kemikler geliştikçe vücut
esnekliği azalır. Esneklik 5-8 yaşlarda sabit kalır. Özellikle 12-13 yaşlarda doruk noktaya
ulaşır. Cinsiyet esneklikte önemlidir. Kız çocuklar, erkek çocuklara oranla daha esnektir.

PSIKOMOTOR GELISIM BASAMAKLARI
1_Motor Gelisimi
2_Dil Gelisimi
3_Sosyal ve Kisilik Gelisimi
4_Cocuk Gelisiminde Genel Bilgiler ve Ozellikler

3 Aralık 2011 Cumartesi

RITIM ARACLARI MUZIK ODEVI SAYFA 12

                                           RITIM ARACLARI

RITIM CESITLERI

Ritim Sopasi:

Ritm çalışmalarında kullanılan ritm araçlarından biri de ritm sopalarıdır. Birbirine ya
da yere vurarak kullanırlar. Küçük çocuklar çoğunlukla çubukla oynamaktanMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri? yere çubuk
vurmaktan çok hoşlanırlar. Çocuğa ritm sopalarının birbirine vurularak çalındığını
göstermek lazım. Çocuk ritm sopalarını yere ve biribirine vurarak kullanırlar.
Ritm sopaları 30cm uzunluğundaMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri? hafifMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri? zımparalanmış tahtadan yapılmış sopalardır.
Bu şekilde birbirine vurularak kullanılan sopalar; uç kısımlarına zımpara kâğıdı yapıştırılıpMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri?
birbirine sürtülerek de kullanılır. Ayrıca zilMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri? gazoz kapakları da takılarak ritm sopalarının çeşidi arttırılabilir.
Marakas:

Marakaslar içinde en çok tercih edilen su kabağından yapılmış olanlarıdır. Çünkü su
kabağından yapılanlar daha uzun ömürlü ve kullanışlı olmaktadır. Marakas evde ve okulda
da yapılabilir. Küçük mukavva veya plastik kutuların içine küçük taşlarMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri? boncuklar vs. (1)
konularak kapağı kapatılır. Kutunun üzeri boyanarak çekici hale getirilir. Bunlar
sallandıkları zaman değişik sesler çıkarırlar; bu sesler de onları çok mutlu eder.
Resim 4u kabağından yapılmış marakas
(1) Marakasın içine konulacak şeyler mercimekMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri? nohut vs. gibi yiyecek maddeleri
olmamalıdır. Çünkü çocuklarımıza tasarruflu olmayı da öğretmeliyiz. Gıda maddelerini artık
materyal olarak niteleyipMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri? bu ve benzeri artık materyal gerektirilen calismalarda kullanilabilir.
Tef:

Müzik etkinliklerinde ritm çalışmalarında ve şarkı söyleme çalışmalarında en çok
kullanılan ritm araçlarından biridir. Bu araçMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri? yapımı çok kolay olduğu için öğretmen
tarafından hatta öğrencilerle birlikte yapılıbilir.
Zil:

Degisik boylarda ve sekilerde yapilabilen zillerMüzik Etkinlikleri Nedir? Müzik Etkinlikleri Nelerdir? Müzik Etkinlikleri Hangileri? yine ritm çalışmalarında kullanılan ilgi çeken ritm araçlarından biridir.Zillerden ses
çıkarmak çok kolay olduğundan kendine güveni olmayan çocuklarda müziğe başlamak için en ideal ritm aracıdır




2 Aralık 2011 Cuma

RUH SAGLIGI 25 : KISILIK

BIYO;OJIK FAKTORLER

Kalıtım: Kişinin anne ve babasından ya da soyundan gelen özellikleri içerir. Bu özellikler
kromozomlar içinde bulunan genlerle çocuğa aktarılır. Beden yapısı, saç, göz ve cilt rengi
doğrudan kalıtıma bağlanabilir. Ancak kalıtım yolu ile anne ve babadan birtakım özelliklerin
geçmesi, kişiliğin onlara benzeyeceği anlamına gelmez. Kişiliğin gelişmesinde çevrenin de
önemli rolü vardır. Örneğin, hırsız bir anne babanın çocuğu da hırsız olacak demek değildir.
  

İç Salgı Bezleri: Kişiliği düzenleyen ve gelişimini sağlayan önemli etkenlerden biridir.
Bedensel ve ruhsal yapının oluşmasında, gelişmesinde önemli rol oynayan hiper (fazla) ya
da hipo (az) çalışmaları organizmada büyük değişiklikler yapar ve bu da bireyin kişiliğinin
gelişimini etkiler.

Beden yapısı: Kişilikle beden yapısı arasında bağlantı olduğunu savunan bilim adam-
larıinsanlarıbeden yapılarına göre çeşitli tiplere ayırmışlardır. Örneğin, Kreeshmer, beden
yapısını piknik, astenik, atletik, Sheldan ve Stones ise, endomografik ektomorfik, mezo-
morfik olarak sınıflandırmışlardır. Piknik-endomorfik beden yapısı yuvarlak ve yumuşak
olan kişilerdir ve bunlar yemeyi, rahatı, sevki ve sosyal ilişkileri severler. Astenik ya da ekto-
morfik beden yapısında olanlar, ince, uzun, narindirler. Duygusallık, entellektüel ve içe
dönük kişilik özellikleri gösterirler. Mezamorfik-atletik beden yapısıkas ve kemiklerin iyi ge-
lişmişolduğu, güçlü adaleli kişilerdir ve enerjik, hareketli, atılgan hatta saldırgan kişilik özel-
likleri gösterirler.


Zeka: Kişinin kalıtım yoluyla doğuştan getirdiği ve eğitimle geliştirdiği bir kuvvettir.
İnsanın olumlu ya da olumsuz davranışları, zeka gelişimine bağlıdır. Burada hem kalıtsal
hem çevresel etkenler rol oynar
CEVRESEL FAKTORLER

Doğum öncesi ve doğum sonrası faktörler ele alınmaktadır. Doğum öncesi çevrenin kişilik
üzerindeki etkileri döllenme anından başlar. Örneğin annenin gebeliği sırasında sigara, al-
kol, uyuşturucu kullanması, yetersiz beslenmesi ya da aşırı heyecansal durumlar
yaşaması, doğacak çocuğun kişiliğini dolaylı olarak etkilediği bilinmektedir. Bu her sigara
kullanan ya da alkol içen annenin çocuğunun da bu alışkanlıkları mutlaka göstermesi de-
mek değildir, ancak bu alışkanlıklara eğilim gösterdikleri saptanmıştır.
Doğum sonrası çevre, çocuğun doğuştan getirdiği özelliklerinin yoğrularak biçimlendiği
yerdir. Çocuk önce ailesi içinde büyür, gelişir, kişiliğinin kökenini orada alır. Daha sonraları
ailesinden aldığı belli özelliklerle toplum içinde kişiliğini biçimlendirir, geliştirir. Bu nedenle
çocukluğun ilk yıllarındaki yaşantılarının, sosyal çevresi ile olan etkileşiminin kişilik ge-
lişiminde önemli rol oynar.
Her toplumun kendine özgü bir yapısal ve yaşama biçimi vardır. Çocuk toplumsallaşma di-
ye nitelendirdiğimiz bir gelişme sürecinden geçerken, ailesinin ve toplumunun bilim, kültür,
ekonomi, din, sanat, adet ve gelenekler, töreler gibi tüm değerleri, standartlarıve beklentile-
rine uygun olarak gelişmektedir. Örneğin, tüm kültürlerde bebeklerin beslenmesi, korun-
masıdaha sonralarıcinsel ve saldırganlık gibi dürtülerini kontrol etme yollarının öğretilmesi
gibi konular yer almaktadır. Ancak bunları uygulama biçimleri kültürden kültüre değişir.
Bir toplum kültürü bebeklerin anne sütü ile beslenmesinin önemini vurgularken diğer bir top-
lum kültürü hazırlamalarla besleme üzerinde durabilir. Bebekleri kundaklama tuvalet eğiti-
mi vb. davranışların geliştirilmesi, toplumdan topluma değişiklik gösterir. Ayrıca yaş, cinsi-
yet, sosyo-ekonomik düzey, iş ve meslek, din gibi etkenlerde kişilik gelişiminde önemli rol
oynarlar. Kız ve erkek çocukların 
şlerini benimsemeleri istenmekte ve bu
da onların kişiliklerini biçimlendirmektedir.yaşadıkları toplum içindeki rollerine ilişkin yetiştirilmeleri
örneğin kızlardan ev içi işlerini, erkekler ise ev dışı islerini benimsemektedir bu da onlarin kisiliklerini bicimlendirmektedir.

TEMEL BESIN OGELERI SAYFA 22

1_SUT URUNLERI

Süt ve yerine geçen besinler yoğurt, peynir, ayran, kefir ve cacık gibi sütten yapılan besinlerdir.
Süt grubu besinler, protein, kalsiyum, fosfor, B2 vitamini (riboflavin) ve B12 vitamini gibi birçok besin öğesinin önemli kaynağıdır.
Her gün, çocukların ve gençlerin 3- 4 porsiyon, yetişkin bireylerin 2 porsiyon, gebe ve emzikli kadınların 2-3 porsiyon süt ve yerine geçen besinleri tüketmeleri gerekir.

2_ET TAVUK BALIK YUMURTA

Bu grup protein, demir, çinko, fosfor, magnezyum B6, B12, B1 ve A vitamini ile posa (kuru baklagiller) içerir.
Bu grupta bulunan besinler,
• Büyüme ve gelişmeyi sağlarlar. 
• Hücre yenilenmesi, doku onarımı ve görme işlevinde görev alan besin öğelerini içerirler. 
• Kan yapımında görevli en önemli besin öğelerini barındırırlar. 
• Sinir, sindirim sistemi ve deri sağlığında görev alan besin öğelerini sağlarlar. 
• Hastalıklara karşı direnç kazanılmasında başrolü üstlenirler. 

3_EKMEKVE TAHIL GRUBU

Tahıllar Türk toplumunun temel besin grubudur. Buğday, pirinç, mısır, çavdar ve yulaf gibi tahıl taneleri ve bunlardan yapılan un, bulgur, yarma, gevrek ve benzeri ürünler bu grup içinde yer alır. Tahıl ve tahıl ürünleri vitaminler, mineraller, karbonhidrat (nişasta, lif) ve diğer besin öğelerini içermeleri nedeniyle sağlık açısından önemli besinlerdir. Tahıl tanelerinin yağında bol E vitamini bulunur. Tahıllar B12 dışındaki B grubu vitaminlerinden zengin, özellikle B1 vitamininin (tiamin) en iyi kaynağıdır. Bu vitaminler çoğunlukla tahıl tanelerinin kabuğunda ve özünde bulunur.

4_SEBZE VE MEYVE GRUBU

Sebze ve meyveler, mineraller ve vitaminler bakımından zengindir; büyük oranda su içerdikleri için kalori değerleri düşüktür. Bu grup, folik asit, A vitamininin ön öğesi olan beta-karoten, E vitamini, C vitamini, B2 vitamini, kalsiyum, potasyum, demir, magnezyum, posa ve kansere karşı koruyucu (antioksidan) özelliğe sahip bileşiklerden zengindir.
Her sebze farklı besin öğesi içerir; bu nedenle çeşitli renk ve türlerde sebze tüketmek gerekir. Özellikle koyu sarı sebzeler (havuç, patates), koyu yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, marul, kıvırcık, pazı, semizotu, brokoli vb.) ve diğer sebzeler (domates, soğan, taze fasulye) dengeli bir şekilde tüketilmelidir.
Meyveler de içerdikleri besin öğeleri ve miktarı bakımından farklıdır. Bu nedenle tüketimlerinde çeşitlilik sağlanmalıdır. Genellikle turunçgil grubu C vitamini; kiraz, kara üzüm, karadut diğer antioksidanlardan zengin iken; muz, elma gibi meyveler potasyumdan zengindirler



5_YAG VE SEKER

ağlar vücut ısısının düzenlenmesi ve yağda eriyen vitaminlerin kullanılması için gereklidir, beynin ve hücre zarlarının yapıtaşını oluşturur, organları dış etkilere karşı korur. Hayvansal yağlar doymuş yağ içerdiği için mümkün olduğunca azaltılmalıdır. Hayvan etlerinin yağlı kısımları tüketilmemeli, bitkisel yağlar kullanılmalıdır. Zeytinyağı, içerdiği yağ asidi nedeniyle günlük beslenmede mutlaka yer almalıdır.
Şekerler saf karbonhidrattır ve yoğun enerji kaynağıdır. Fazla tüketimi şişmanlığa ve diş çürüklerine neden olabilir. Hareketi az olan bireylerin şekerli gıdaları aşırı tüketimi şişmanlık ile birlikte başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kanser için bir risk faktörü yaratır.

6_SU

Vücudumuzun %60’u sudur; susuz kalmak hayati risktir. Her gün 8 -10 bardak su içilmesi sağlık için çok önemlidir. Vücudumuzdaki zararlı maddelerin atılması, vücut ısısının denetimi, besinlerin emilimi ve sindirimi, eklemlerin kayganlığı için su çok önemlidir.