2 Aralık 2011 Cuma

RUH SAGLIGI 25 : KISILIK

BIYO;OJIK FAKTORLER

Kalıtım: Kişinin anne ve babasından ya da soyundan gelen özellikleri içerir. Bu özellikler
kromozomlar içinde bulunan genlerle çocuğa aktarılır. Beden yapısı, saç, göz ve cilt rengi
doğrudan kalıtıma bağlanabilir. Ancak kalıtım yolu ile anne ve babadan birtakım özelliklerin
geçmesi, kişiliğin onlara benzeyeceği anlamına gelmez. Kişiliğin gelişmesinde çevrenin de
önemli rolü vardır. Örneğin, hırsız bir anne babanın çocuğu da hırsız olacak demek değildir.
  

İç Salgı Bezleri: Kişiliği düzenleyen ve gelişimini sağlayan önemli etkenlerden biridir.
Bedensel ve ruhsal yapının oluşmasında, gelişmesinde önemli rol oynayan hiper (fazla) ya
da hipo (az) çalışmaları organizmada büyük değişiklikler yapar ve bu da bireyin kişiliğinin
gelişimini etkiler.

Beden yapısı: Kişilikle beden yapısı arasında bağlantı olduğunu savunan bilim adam-
larıinsanlarıbeden yapılarına göre çeşitli tiplere ayırmışlardır. Örneğin, Kreeshmer, beden
yapısını piknik, astenik, atletik, Sheldan ve Stones ise, endomografik ektomorfik, mezo-
morfik olarak sınıflandırmışlardır. Piknik-endomorfik beden yapısı yuvarlak ve yumuşak
olan kişilerdir ve bunlar yemeyi, rahatı, sevki ve sosyal ilişkileri severler. Astenik ya da ekto-
morfik beden yapısında olanlar, ince, uzun, narindirler. Duygusallık, entellektüel ve içe
dönük kişilik özellikleri gösterirler. Mezamorfik-atletik beden yapısıkas ve kemiklerin iyi ge-
lişmişolduğu, güçlü adaleli kişilerdir ve enerjik, hareketli, atılgan hatta saldırgan kişilik özel-
likleri gösterirler.


Zeka: Kişinin kalıtım yoluyla doğuştan getirdiği ve eğitimle geliştirdiği bir kuvvettir.
İnsanın olumlu ya da olumsuz davranışları, zeka gelişimine bağlıdır. Burada hem kalıtsal
hem çevresel etkenler rol oynar
CEVRESEL FAKTORLER

Doğum öncesi ve doğum sonrası faktörler ele alınmaktadır. Doğum öncesi çevrenin kişilik
üzerindeki etkileri döllenme anından başlar. Örneğin annenin gebeliği sırasında sigara, al-
kol, uyuşturucu kullanması, yetersiz beslenmesi ya da aşırı heyecansal durumlar
yaşaması, doğacak çocuğun kişiliğini dolaylı olarak etkilediği bilinmektedir. Bu her sigara
kullanan ya da alkol içen annenin çocuğunun da bu alışkanlıkları mutlaka göstermesi de-
mek değildir, ancak bu alışkanlıklara eğilim gösterdikleri saptanmıştır.
Doğum sonrası çevre, çocuğun doğuştan getirdiği özelliklerinin yoğrularak biçimlendiği
yerdir. Çocuk önce ailesi içinde büyür, gelişir, kişiliğinin kökenini orada alır. Daha sonraları
ailesinden aldığı belli özelliklerle toplum içinde kişiliğini biçimlendirir, geliştirir. Bu nedenle
çocukluğun ilk yıllarındaki yaşantılarının, sosyal çevresi ile olan etkileşiminin kişilik ge-
lişiminde önemli rol oynar.
Her toplumun kendine özgü bir yapısal ve yaşama biçimi vardır. Çocuk toplumsallaşma di-
ye nitelendirdiğimiz bir gelişme sürecinden geçerken, ailesinin ve toplumunun bilim, kültür,
ekonomi, din, sanat, adet ve gelenekler, töreler gibi tüm değerleri, standartlarıve beklentile-
rine uygun olarak gelişmektedir. Örneğin, tüm kültürlerde bebeklerin beslenmesi, korun-
masıdaha sonralarıcinsel ve saldırganlık gibi dürtülerini kontrol etme yollarının öğretilmesi
gibi konular yer almaktadır. Ancak bunları uygulama biçimleri kültürden kültüre değişir.
Bir toplum kültürü bebeklerin anne sütü ile beslenmesinin önemini vurgularken diğer bir top-
lum kültürü hazırlamalarla besleme üzerinde durabilir. Bebekleri kundaklama tuvalet eğiti-
mi vb. davranışların geliştirilmesi, toplumdan topluma değişiklik gösterir. Ayrıca yaş, cinsi-
yet, sosyo-ekonomik düzey, iş ve meslek, din gibi etkenlerde kişilik gelişiminde önemli rol
oynarlar. Kız ve erkek çocukların 
şlerini benimsemeleri istenmekte ve bu
da onların kişiliklerini biçimlendirmektedir.yaşadıkları toplum içindeki rollerine ilişkin yetiştirilmeleri
örneğin kızlardan ev içi işlerini, erkekler ise ev dışı islerini benimsemektedir bu da onlarin kisiliklerini bicimlendirmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder